24 Şubat 2009 Salı

11. ve 12. Gün




Bloga her gün yazmaya uğraşıyoruz. Ancak yorgunluk, yoğunluk vs. gibi sebeplerden dolayı; bu yazma işi aksamaya uğruyor. Kısaca belki şu birkaç gün içinde neler yaptığımızı toparlamak iyi olacak.

Her cumartesi günü akşam saat 19'da Taksim meydan da başlayıp, Galatasaray'da bitecek olan meşaleli yürüyüş düzenliyoruz. İlkini bu cumartesi günü yaptık. Sağolsunlar birçok kişi bizi yalnız bırakmadı. Bu yürüyüşün amacı sadece greve destek çıkmak değil. İstiyoruz ki bütün basında çalışan arkadaşlar sessizce basının durumunu protesto etsin. Artık nesne olmaktan çıkıp, olayın öznesi haline gelsinler. Basın çalışanlarının sorunlarını duyurması çok zor, bunun için sessiz yürüyüş yapıyoruz. Sessizliğimiz, durumun vahametini anlatsın diye.


Yürüyüşü tesadüf eseri gören yunanlı gazeteciler ziyaretimize geldi. Türkiye'deki sendikaların durumunu anlatmak çok zor oldu. Orada basında çalışan bütün herkesin ayrı sendikası varmış. Ve toplu sözleşmeleri işverenlerin sendikasıyla yapıyorsun. Sendika grev kararı almışsa, katılmamak gibi bir durum asla söz konusu değil. Bu yüzden bizim grevde sendikalı olanlar nasıl katılmazlar sorusunu sorup durdular.
Sendika orada aynı zamanda bir meslek örgütü gibi çalışıyor. Sendikaya üye olmak için iş kolunda 3 yıl çalışmak zorundasınız. Bu birkaç fark bile bizim durumumuzun vahametini ortaya koydu. Anlatmak için çok uğraştık, umarım anlamışlardır. Hele sendikalı olduğu için birinin işten atılmasını asla anlayamıyorlar. Orada sendikalı olmamak bir ayıp, işveren de bunu istiyor.


Velhasıl şimdilik bolca avukatlarla görüşmeyle geçiyor. Emsal oluşturacak davalardan biri, bizim dava. Aynı zamanda gazeteci arkadaşlarımız da bizi yalnız bırakmıyor. Ziyaretçi akını devam ediyor. BEKSAV'a destekleri için teşekkür ediyoruz.


Güzel günler göreceğiz, çocuklar; şairin dediği gibi.... Bu cümleyle uzunca zaman sonra yeniden inanmaya başladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder