27 Şubat 2009 Cuma

16. Gün




Bugün 16. gün. Yazıya başlarken aklıma gelen zamanın ne kadar hızlı aktığıydı. Cüneyt Ülsever bir yazısında zaman yok, anlar var demişti. Bizim hissettiğimizde aslında bu. 16 gün olmuş, bir süre sonra 1 ay olacak, sonra belki aylar.....İşlerin aylara uzaması değildi, amacımız. Ya da amacımız donkişitluktu değildi. Sadece bu süreçle birlikte basın tartışılsın, basın çalışanları kendi mesleklerine sahip çıksın, falanca müdürden korkarak haber yazmasın, ya da birileri onu tetikçiliğe zorlarken karşı çıkacak gücü bulsun. İşte bunun için toplu hareket etmek gerekiyor. Bu toplu olma hali de ancak sendika üstünden yürür. Diğer önemli noktaysa toplu sözleşme. İş güvencesi olmadan, işten atılamayacağını bilmeden bu ülkede özgür gazetecilik olmaz. Bu kadar basit. İşin maddi boyutundan ziyade bu boyutu önemli. Yoksa 10 yıl sonra da aynı mevzuları konuşur, oluruz.


Şu birkaç gündür ziyaretçileri yazamadım. Hayri Kozanoğlu- ÖDP Genel Başkanı, Hukukçular, Tabibler Birliği, Murat Karayalçın ziyaretimize geldiler. Unuttuklarım varsa affola! Anadolu Ajansı hepimiz için karanfil ve tebriklerini yollamışlar. Buradan hiç tanımadığımız meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. 8 Mart yaklaşıyor. Basında kadın olma, grevde kadın olma vs. gibi kadın cephesinden de sorunları konuşacağız.


Ama yine bu akşamlık bu kadar. Yorgunuz, yarına eylem var. Her cumartesi saat 19:00'da, Taksim meydandan Galatasaray'a sesiz yürüyüş yapacağız. Kendi mesleğine sahip çıkmak isteyen gazetecileri, iktidarlardan bağımsız, özgür basın isteyen herkesi bekleriz.

2 yorum:

  1. o kadar çok insan sizi takip ediyorki inanamazsınız.. yüreklerimiz sizlerle

    direne direne

    YanıtlaSil
  2. Oh be... Birinin bunu yapması lazımdı. Yürüyün kim tutar sizi...

    YanıtlaSil