
Bazen çok birşey anlatmaya gerek kalmadan, fotoğraf sizin yerinize konuşuyor. Bazense bir fotoğrafı anlamakiçin sizinkonuşmanız gerekiyor. Bir cumartesi yürüyüşümüzden Bahar Çelik imzalı fotoğraflar.

Sabah-Atv grubunda tarihinde ilk kez sendikal örgütlenme başarılıyor. SesinizÜmit Otan
çıkmıyor. Grev kararı alınıp asılıyor, yine “tık” yok. Greve çıkılıyor.
Sessizlik sürüyor.
Her konuda mangalda kül bırakmayanlar; bu sessiz ve
vurdumduymazlığınızın nedenlerini artık herkes biliyor. Bir de utanma duygusu
diye bir şey var, unuttuğunuz. Utanın be…
Görmezden geldiklerinizin
çetelesini tutmak neredeyse olanaksız hale geldi. “Mıç mıç” ilişkileriniz, “boşa
atışlarınız”, “linç ayinleriniz”, mide bulandırıyor. Şu kısacık ömür, onca
utanmazlığa, sıkılmazlığa değer mi?
Utanın be…
Bir medya patronunun
ortalığa kötü kokular salan ilişkileri sizi hiç ilgilendirmiyor.
Toprağın
altından kurşunlanmış kafatasları, silah depoları fışkırıyor, siz savcılarla,
hakimlerle uğraşıyorsunuz.
Patronunu savunmak için harikalar yaratan
“cengaverler”, arkadaşlarının sendikal örgütlenmesi karşısında süt dökmüş kedi
oluyor.
Bu halinizle mi “haberciliği” sürdüreceksiniz?
Bu örgütsüz,
perişan halinizle mi demokrasi, insan hakları ahkamı keseceksiniz?
Bu
halinizle mi hala gazeteci kimliğinizle ortalıkta dolaşacaksınız?
Arkadaşlarınız grev gömleklerini giymiş kapıda bekleşiyor.
İşyerlerinde
bir ilki yaşama geçiriyorlar.
Siz de tüm zavallılığınızla gözlerinizi
kapatıp başka tellerden çalın.
Verilenle yetinin, atılma korkusunun
girdabında soluksuz kalın.
İnternet, yazılı basını etkiler miymiş?
İnternet olmasaydı Sabah grevini gazetelerinizden öğrenemeyecektim.
Bu
utanç size yeter mi?